6 Ağustos 2020 Perşembe

ANTİK DÖNEM FELSEFE OKULLARI VE TEMSİLCİLERİ


GİRİŞ 

    Antikçağ felsefe okullarını ve temsilcilerini ele aldığımız bu çalışmada, on üç asırlık antikçağ dönemi boyunca etkinliklerini göstermiş felsefe okulları ve bu okulların temsilcileri hakkında özet bilgi vermeyi amaçlamaktayız. İki ayrı döneme göre tasnif ettiğimiz çalışmamızda birinci dönem; M.Ö 624 yılında Thalesin doğumu ile başlayan ve M.Ö 4. yüzyılın sonlarına doğru Aristoteles’in ölümüyle biten Helen felsefesi dönemidir. Bu dönemde felsefe daha ziyade Yunanlıların yaşadıkları Güney İtalya ve Küçük Asya’nın batı kıyılarında gelişmektedir. Tarihsel süreç içerisinde felsefe Atina’ya taşınacaktı. 

    İkinci Dönem ise Büyük İskender’in işgalleri sonucunda Küçük Asya, Mısır, Suriye ve İran’a kadar uzanan coğrafyada Doğu-Batı senteziyle oluşan felsefi dönemdir. Bu dönemde Helen dili, kültürü ve felsefesinin ele geçirilen bölgelerde etkin olduğunu söyleyebiliriz. Ancak ele geçirilen yerlerdeki mevcut din, kültür ve geleneklerle Helen Kültürü iç içe geçecektir. Felsefenin ilgili alanlarının ve problemlerinin değiştiği Helenistik dönemde yine Helen etkisinin ağır bastığını ancak bu dönemde meydana getirilen okullarda Doğu etkisinin de olduğunu belirtmek gerekir. 

    1. HELEN DÖNEMİ FELSEFE OKULLARI

    1.1 İyonya Okulu
    Felsefe tarihinin ilk okul veya düşünce geleneğini oluşturan İyonyalı filozoflar, Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes olarak sıralanır. İyonya veya Milet Okulu, felsefenin ilk okulu olarak ortaya çıkarken, Batı Anadolu kıyılarındaki İyonya da Antik Yunan felsefesinin ilk merkezi olarak seçkinleşir. İyonya Okulu’nu meydana getiren bu üç filozofta, birbirine yakın ortak özellikler mevcuttur. Doğa filozlarları olarak tanımlanan bu isimler ilk olarak var olan her şeyin “ilk nedeninin” ne olabileceği sorusunu sordular. 

    Söz konusu üç filozof, mitopoetik düşünceden kopuşu ve felsefi düşünüşe geçişi simgeler. Buna göre, dünyayı açıklamanın biri doğaüstü güçlere gönderimle gerçekleşen mitik veya mitolojik diğeri ise doğal nedenlere başvurmaktan meydana gelen doğal yol olmak üzere, iki yolunun bulunduğunu kabul ettiğimizde, Miletli doğa filozoflarının, mitolojik açıklama tarzına alternatif bir açıklama tarzı geliştirmiş ve böylelikle, felsefenin kendisini öne sürmesinin temsilcisi olmuş oldukları söylenebilir. Bu filozoflar, herhangi bir çıkar, pratik amaç gözeterek değil de salt bilmek ya da anlamak için felsefe yapmışlardır. 

    1.2 Pisagorculuk
    Yunan felsefesinin okulu olan Pytagorasçı Okul, teolojik, bilimsel ve felsefi görüşleriyle seçkinleşmiş olan bir okuldur. M.Ö. 6. Yüzyılın ikinci yarısında Güney İtalya’da Kroton’da Pythagoras tarafından kurulmuş olan okul, ilkçağ Yunan felsefesinde, İyonya’da kurulmuş olan Doğu geleneği karşısında Batı geleneğini temsil eder. İyonya Okulu’ndan diğer bir farkı da Pythagorasçı gelenek içinde yer alan filozofların sadece bir felsefe okulu değil fakat daha ziyade dini bir tarikat hatta politik bir örgüt ya da cemaat meydana getirmiş olmalarıdır. Pythagorasçılar felsefeyle salt pratik amaçlarla uğraşmışlardır. 

Ünlü bir mücevher yontucusunun oğlu olan Pythagoras öğretisini yalnız sözle yaydığından kişiliği daha erkenden bir esrar perdesine bürünmüş kendi düşünceleri güç anlaşılır bir duruma girmiştir. “Ruh göçü öğretisi”, “Pythagoras teorimi” ve kurduğu okulla ünlenmiştir. 

    1.3 Efes Okulu
    Efes (Ephesos), Anadolu’nun batı kıyısında bulunan, daha sonra Roma kenti olan antik bir Yunan kentiydi. Efes Okulu, M.Ö. 500 yıllarında zengin bir kıyı kenti olan Efes’te kurulmuş, bu okulun öncü ismi ise Herakleitos’tur.  Ephesoslu(Efesli) Herakleitos eski ve soylu bir bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelmiş, M.Ö. 540-480 yılları arasında yaşamıştır. Herakleiotos Miletli düşünürler gibi ilk olarak arkhe sorunuyla ilgilenmiştir. Maddenin varoluşu ve yok oluşu konularında onlarla paralel düşüncelere sahiptir, ancak Heraklit için arkhe ateş’tir. Evren ateşten meydana gelmiştir ve tekrar ateşe dönüşecektir, ona göre bu varoluş ve yokoluş periyodik bir süreçtir.Evrendeki değişme olgusunu oldukça güçlü bir vurguyla ilk kez ele alan filozof olan Herakleitos “Her şeyin akış içinde olduğu” teziyle ün kazanmıştır. Buna göre, o dünyada sürekli bir değişme ve akış olduğunu öne sürer. 

    1.3 Elea Okulu
    İtalya’da Napoli’nin güneyinde yer alan bir bölge olan Elea Okulu, ismini kendisinden almıştır. Elea Okulu'nun temsilcileri Ksenophanes, Parmenides ve Elealı Zenon’dur. Pers saldırılarından ötürü yaşadığı Kolophon kentinden ayrılan Ksenophes İtalya ve Sicilya Hellenleri arasında gezgin bir hayat geçirdikten sonra Elea’ya gelmiş ve burada çok tanrıcılığa karşı tek tanrı fikrini yaymış, Elea Okulu’nun öncüsü olmuştur. Elea Okulu’nun temsilcileri için evren kendi içine kapalı, hareketsiz, değişmez ve bütündür. Birlik ve değişmezlik düşünceleri üstüne kurulan Elea öğretisi, Ksenophanes’in öğrencisi Parmenides’le gerçekleşmiştir. 

    Elea Okul’unun temsilcisi (kimilerine göre kurucusu) olan Parmenides Yunan felsefesini baştan aşağı değiştirecektir. Parmenides, Herakleitos’un çağdaşı olmakla birlikte onunla taban tabana karşıt bir kişidir. Parmenides, varlığın olmadığı, oluşun var olduğu ve her şeyin oluş içinde bulunduğu görüşüne karşı çıkarak, varlığın varolduğu, buna karşılık oluşun olmadığı, çünkü mümkün olmadığı görüşünü kesin ve bilinçli bir biçimde ortaya atan ilk filozoftur. 

    1.4 Elis-Eretriya Okulu
    Kurucusu Sokrates’in de en sevdiği öğrencilerinden biri olduğu söylenen ve Platon’un da bir diyaloğuna adını verdiği Elisli Phaidon’dur. Okul daha sonra Menedemos tarafından Eretriye’ya taşınacaktır. Ahlak ile ilgili problemler üzerine yoğunlaşmışlardır. 
Sokratesin öğrencisi olan Phaidon, savaş esiri olup hocasının fidyesini ödemesi karşılığında kurtulabilmiştir. Sokrates öldükten sonra kendi okulunu kurmuş diyalektik ve etik üzerine araştırmaları mevcuttur. 

    1.5 Megara Okulu
    Okulun kurucusu olan Eukleides (M.Ö 435-365) Megaralı olduğundan okul bu isimle anılmıştır. Elea Okulu’nun etkisinde de kalmış olan Euklides, hem bu okulun öğretisini hem de Sokrates’in ahlak ilkesini birleştirmeye çalışan bir sentez ortaya koymuştur. Daha ziyade mantık problemiyle ilgilenen bir okuldur. Eukleides dışında okulun temsilcileri arasında Megaralı Stilpon ve Diodoros vardır. 

    1.6 Atomculuk 
    Atomculuk Okulu, maddeci filozoflar Empedokles (MÖ 492-432), ve Anaksagoras’ın ardından Abdera Düşünürleri olan Leukippos ve onun öğrencisi Demokritos tarafından benzer bir materyalizm doğrultusunda oluşturdukları ve geliştirdikleri atom düşüncesiyle anılan felsefe okuludur. Atomcu okul bir yandan Parmenides’in monist yaklaşımına öte yandan Anaksagoras’ın çoğulcu yaklaşımına bir tür tepki olarak gelişmiştir. Demokritos yalnızca var olanları değil ruhu da atomlardan oluşan bir şey olarak düşünerek materyalizmi ileri noktalara taşımış, felsefe tarihinde materyalizm eğilimi için en güçlü başlangıç noktalarından birini meydana getirmiştir. Bu düşünürlere göre, yaratılmamış, yok olmayan, değişmeyen varlık özdeksel atomdur. Atomcu okula göre evren bileşik cisimlerden oluşur, bunlarsa maddenin en küçük ve bölünemez parçası olarak kabul edilen atomlardan meydana gelir. 

    1.7 Kyrene Okulu
    Kyrene Okulu, Kireneli Aristippos tarafından kurulmuştur. Hazcı Okul ya da Hedonizm adıyla da bilinen bu okulun savunduğu temel düşünce şudur: Haz, yaşamdaki en temel şeydir ve canlı varlığın yaşamının ana amacıdır. Dolayısıyla bir canlının aslen yönelmesi söz konusu olan tek şey hazdır. Bu durumda bir canlı için yalnızca haz iyidir. Yani haz başlı başına, kendisi için istenmeye değer olan bir şeydir. Diğer şeylerin hepsi hazzı sağladıkları, haz verdikleri ölçüde iyidir. 



2.HELENİSTİK DÖNEM OKULLARI

    2.1 Epikurosculuk

    Helenistik dönemin ilk büyük felsefe okulu Epikürosçu Okul’dur. Okul Yunanlı filozof Epiküros tarafından kurulmuştur. M.Ö. 341 yılında doğmuş olan Epiküros (M.Ö. 341-274), felsefe tarihinde, daha çok belli bir yaşam tarzının savunucusu olan ahlakçı olarak bilinir. O, insan yaşamının sıkıntılarıyla ilgilenmiş, insanın bu dünyadaki mutsuzluğunun, tanrılara, ölüm ve kederle ilgili yanlış inançlardan kaynaklandığını, söz konusu yanlış inançların ancak onların yanlışluğunu temesizliğini ortya çıkaracak bir varlık görüşüyle ortadan kaldırılabileceğini düşünmüştür. Bu çerçevede, felsefenin amacının, insana mutlu bir yaşam sürmesi için yardımcı olmak olduğunu düşünene Epiküros, özel bilimlerin bu amaca hiçbir katkı sağlamayacağı kanaatindeydi. 

    2.2 Stoacılık
    Helenistik dönemin ikinci büyük ve önemli okulu Stoacılık Okulu’dur. Stoacılık Helenistik Dönemde ortaya çıkan diğer okullar gibi daha ziyade etik görüşleriyle seçkinleşmiştir. Felsefesini dönemin diğer okulları gibi, aralarında organik bir bap bulunduğuna inanılan üç disiplinden oluştururken, sistemini mantık, fizik ve etik şeklinde düzenleyen Stoacı Okulun temel kavramları logos (akıl) ve phusistan (doğa) oluşur. Helenistik çağın uzun bir tarihi olan okul Kıbrıslı Zenon (M.Ö. 336-264) tarafından M.Ö. 300 yılında kurulmuştur. Zenon dışında okulun diğer önemli temsilcileri, Kleanther, Khrysippos, Panaetios, Poseidonos ve Marcus Aurelius’tur. 

    2.3 Akademi
    Akademi, antik dönemde Atina’da Platon tarafından kurulan felsefe okuludur. Felsefe, diyalektik, müzik ve matematik öğretimi yapılan bu okulda Platon birçok öğrenciye ders vermiştir. Akademi okulu, kuruluş döneminde materyalist düşünceye yönelmiştir. Daha sonraları Arkesilaos ile birlikte okulun düşünsel yönü de “kuşkuculuk”a doğru kaymıştır. Bu dönemden sonra kuşkucu Akademi’nin en önemli düşünürleri olarak Arkesilaos ve Karneades ön plana çıkmışlardır. 

    2.4 Peripatetik
    Peripatetik Okulu antik dönemde Aritoteles tarafından kurulan felsefe okuludur. Okula kurulduğu şehrin adı olan Lykeion adı verilmişse de okul daha sonra Peripatos Okulu adını almıştır.Aristoteles’e gelinceye kadar bilim ve felsefe birbiriyle kaynaşmış durumdaydı. Aristoteles ile birlikte bağımsız bilimler, o zamana kadar genel bilim niteliğindeki felsefeden ayrılarak, birer “uzmanlık dalı” şeklinde gelişme göstermiştir. Bu gelişme en yüksek noktasına Atina’da değil de İskenderiye’de ulaşmıştır. 

    2.5 İskenderiye Okulu
    Büyük İskender’in, Mısır’da kendi adıyla kurduğu İskenderiye şehrinde kurulan İskenderiye Okulu, Antikçağ Yunan felsefesi, Mısır ve Yahudi dinlerinin sentezinden oluşmuş gizemsel bir felsefe ve bilim okuludur.Okulun kurucusu olan İskender Doğu ve Batı felsefesini buraya taşımış ve kaynaştırmıştır. Bu şehirde kurulan kütüphane ve müze dönemin pek çok önemli bilim adamı ve düşünürünün buraya gelmesiyle bir eğitim kurumuna dönüşmüştür. Büyük İskender Aristoteles’in öğrencisi olması nedeniyle İskenderiye Okulunun ilk önde gelen felsefe ve mantıkçıları Peripatetikler olmuştur. 

SONUÇ 
Antikçağ felsefe okulları genel itibariyle ele alındığında temsilcileri tarafından felsefenin birçok probleminin masaya yatırıldığı merkezler olmuşlardır. Felsefenin yanında teolojik ve bilimsel meselelerde alakalı çalışmaların yapıldığını da biliyoruz. Antikçağ felsefe okulları, eğitim yoluyla bilginin aktarıldığı merkezlerdi. Platon öncesi döneme kadar yazılı geleneğin sınırlı olduğu göz önünde bulundurulursa bu dönemde kurulan okulların bilginin aktarılmasında son derece önemli olduklarını belirtmek gerekir. Nitekim öncülerinin düşünce dünyası ve çalışmaları hakkında bilgi sahibi olmamıza imkân sağlayacaklardır. Bunun yanında bilginin sistematik bir şekilde işlenmesini de kolaylaştırmışlardır. 

Antikçağ felsefesinin ilk dönemi olan Helen döneminin büyük düşünürleri daha ziyade arkhe sorusuna cevap aramış, bunun yanında başka felsefi çalışmaları da vardır. Bu filozofların düşünceleri okulları vasıtasıyla kendilerinden sonra gelen birçok düşünürü etkileyecektir. 

Helenistik dönem felsefesi de yine Yunan felsefesinin ağırlıklı olduğu bir dönemdir ancak Doğu’nun dini, kültürü ve gelenekleriyle harmanlanan yeni felsefe okulları böylelikle kurulacaktır. Bu okullardan tanrının evrene müdahalesini sorgulayan ve insan aklının önemini vurgulayan yaklaşımlar ortaya çıkacaktır. 

KAYNAKÇA
Arslan, Ahmet (2006); İlkçağ Felsefe Tarihi Sokrates Öncesi Felsefe Tarihi, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, s.73-314, İstanbul.
 Atayman, Veysel (2014); Felsefeye Davet, c.1, Ayrıntı Yayınları, s.33-157, İstanbul.
Cevizci, Ahmet (2009); Felsefe Tarihi, Say Yayınları, s.37-160, İstanbul.
 Kranz, Walther; (1984); Antik Felsefe Metinler ve Açıklamalar, Çev: Suad Y. Baydur, Sosyal Yayınlar, s.27-191, İstanbul.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder