2 Ağustos 2020 Pazar

SERBEST CUMHURİYET FIRKASI

              Kuruluş

    1929 Dünya Ekonomik Bunalımı’nın derin etkileri Türkiye’nin ekonomik ve sosyal yapısında kendini derhal belli etti. Ekonomisi zaten zayıf olan genç Cumhuriyet, bu dış etki nedeni ile daha da güç bir duruma düştü. Gerek Cumhuriyetin ilanından itibaren hızlı gelişen Kemalist devrimlerin yarattığı halk katındaki tepkiler, gerek bu tepkiyi bastırmak için kullanılan baskı mekanizmaları ve gerekse hükümetin, ekonomik ve sosyal alanda somut başarılar sağlayamaması, ülkede geniş bir hoşnutsuzluğun yaratılmasına neden olmuştu. 1929 yılının sonundaki huzursuzluk ve bunalım havası, 1930 yılının başında kulak fısıltılarından basına kadar yayılan yolsuzluk dedikoduları, rüşvet ithamları ve dış ülkelerde bile yankılanan dikta söylentileri ile, daha da şiddetlenerek devam etti.

    Toplumda, basında ve TBMM'de giderek yaygınlaşmaya yüz tutan hoşnutsuzlukların ayrımında olan Atatürk, çözümün çok partili siyasal hayata geçmekle bulunabileceği kanısına varmıştı. Dolayısıyla Cumhuriyetin en belirgin nitelikleri olan halk egemenliğine ve laikliğe bağlı kalma koşuluyla ılımlı ve güvenilir kişilerin öncülüğünde kurulacak ikinci bir partinin kimi sıkıntıları gidereceği ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) olduğu kadar hükümetin de daha etkin olarak denetleneceği düşünülüyordu. İşte Atatürk bu düşünce ve varsayımla yeni bir partinin kurulması için doğrudan doğruya kendisi harekete geçmişti. CHP karşısında yer alacak olan kuruluşun başkanlığı için de çok eski arkadaşı olan ve ılımlılığı ile tanınan eski Başbakan Fethi Okyar’ı seçmişti. Paris Büyükelçisi olan Okyar o günlerde izinli olarak yurtta bulunuyordu.

         Atatürk 1930 yazında TBMM tatile girince tarih ve dil çalışmalarını rahatça yürütebilmek için Yalova’ya gitmişti. İstanbul’a gelen Okyar, kendisini ziyaret etmek isteyince onu hemen Yalova’ya çağırmıştı. Cumhurbaşkanı ve büyükelçi, bu kez iki arkadaş olarak ülkenin durumu, TBMM’nin çalıştırılması konularında görüş alışverişinde bulunmuşlardı. Görüşmelere kimi zaman İnönü de katılmıştı. İnönü Türkiye’de muhalefet partisine alışılamadığını belirtince Atatürk buna alışılması gerektiğini savunmuştur. Sonunda Fethi Okyar’ın partiyi kurması konusunda anlaşılmıştı. Partinin adı da Atatürk tarafından bulunmuştu. Okyar’ın liberal anlayışını yansıtır biçimde Serbest Cumhuriyet Fırkası… Ancak Atatürk kamuoyunun ilk tepkilerinin ne olacağının saptanmasını da gerekli gördüğünden partinin resmen kurulmasından önce buna ilişkin bir haberin yapılmasını uygun bulmuştu. Bu gelişmelerden sonra yeni parti, Serbest Cumhuriyet Fırkası adıyla, 12 Ağustos’ta İstanbul Valiliğine yapılan başvuru ile resmen kuruldu.

            Kapanış

    Serbest Cumhuriyet Fırkası, kurulduğu sırada sadece Meclis’te yer alacak bir muhalif parti olarak kabul edildiğinden, Cumhuriyet Halk Fırkası ile hükümetten destek görebildi. Zaten Mustafa Kemal Paşa’nın da amacı, partinin bir iktidar seçeneği haline gelmesi değil de mevcut hükümete siyasal bakımdan yumuşak bir rakip olmasıydı. Ancak parti, kısa süre içinde o zamana kadar siyasal alanda temsil olanağından yoksun kalmış geniş yığınların desteğini sağlamaya ve yaygınlaşmaya başladı. Partinin İsmet Paşa Hükümetleri’nin izlediği demiryolu politikalarını eleştirmesi, İsmet Paşa’nın Sivas’ta Cumhuriyet Halk Fırkası’nın yeni ekonomi politikasını ilan ve açıklaması ile sonuçlandı. Böylece Serbest Cumhuriyet Fırkası ekonomik politikada liberal bir parti hüviyetini alırken, Cumhuriyet Halk Fırkası “devletçilik” olarak adlandırılan yeni bir anlayışı benimsediğini ve uygulamaya geçeceğini ilan ediyordu. 

    İsmet İnönü’nün Sivas’taki gövde gösterisine karşılık, İzmir’e miting yapmak için giden Fethi Okyar’ı eşi görülmemiş bir halk kalabalığı karşıladı. Ancak çok partili politikayı aklına sığdıramayan İzmir Valisi Kâzım Paşa, Fethi Bey’e bir tezkere göndererek yapılacak mitingden vazgeçmesini istiyordu. Fethi Bey, durumu Mustafa Kemal Paşa’ya bildirdi ve mitingi gerçekleştirmek yönünde talimat aldı.

    Fethi Bey’in konuşturulmasına engel olmanın imkânı kalmadığını gören Halk Fırkalılar, hiç olmazsa kalabalığın büyük olmaması için tedbirler almaya başladılar ve bir kısım halkı başka bir meydana götürdüler. Fakat toplanan halk büyük bir tepki gösterdi, Halk Fırkası binası ve Anadolu gazetesinin idarehanesini taşladılar. İdare binasına yerleştirilmiş olan güvenlik kuvvetleri halkın üzerine ateş açtılar olayda 14 yaşında bir öğrenci vuruldu.

    İzmir olayları iktidar çevrelerinde derin bir şaşkınlık ve büyük bir kızgınlık yarattı. Bunun yanında Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın Ekim ayında yapılan belediye seçimlerinde başarılı sonuçlar alması ve partinin yaşaması ve iktidar aday olabilmesi için bizzat Mustafa Kemal Paşa ile çatışmak zorunda kalması, parti yöneticilerini tedirgin etti. Bu gelişmeler partinin kuruluşunu sağlayan siyasal temelleri ortadan kaldırdığı için Fethi Bey, 17 Kasım 1930’da Dahiliye Vekaleti’ne yazdığı bir yazı ile partinin fesh edildiğini açıkladı.




KAYNAKÇA

AKŞİN, Sina (Ed.), Türkiye Tarihi 4 Çağdaş Türkiye 1908-1980, Cem Yayınevi, İzmir, 2018.

GOLOĞLU, Mahmut, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi-I 1924-1930 Devrimler ve Tepkiler, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2017.

TURAN, Şerafettin, Türk Devrim Tarihi III Yeni Türkiye’nin Oluşumu (1923-1938), Bilgi Yay., Ankara, 1995.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder