21 Ağustos 2020 Cuma

MİLETLİ HİPPODAMOS


    1. Hayatı ve Kişiliği 

    M.Ö. 500 civarında Miletos’ta doğmuş olan mimar Hippodamos hakkındaki birçok bilgiye Aristoteles’in “Politika” adlı eserinden ulaşmaktayız. Persler kendilerine karşı ayaklanan Miletos’u yakıp yıktıktan sonra şehrin tekrardan inşası çalışmalarında görev aldı. Hippodamos aşırı milliyetçi bir entelektüeldir ve Ionia ayaklanmasında rol almıştır. Ionia ayaklanmasının bastırılmasının hemen arkasından Hippodamos, Güneydoğu Suriye’deki Dura Europos’da on beş yıl kadar bir sürgün hayatı yaşamıştır. Hippodamos’un Suriye’de uzun süre kaldığı sürgün döneminde ne yaptığını kimse bilmemektedir. Sürgün yaşamı sırasında hayatın ve yaşamın ideal yollarıyla ilgili tartışmış, Suriye’deki doğulu gelenekleri iyi gözlemlemiş olmalıdır. Pers Savaşları’nın bitiminden sonra Atinalı yönetici Temistokles’den aldığı bir çağrı üzerine Atina’ya gitti. Burada yine Persler tarafından yıkılan Atina’nın Liman kenti Peiraieus (Pire)’de başlayan onarım çalışmalarına katıldı. Önerisi üzerine uygulanan ve ismi ile anılan Hippodamos Planı (Izgara Planı) ile ün kazanmıştır. İtalya’da kurulan Yunan koloni kenti Turoi’nin düzenlemesini yaptıktan bir süre sonra buraya yerleşti ve büyük olasılıkla bu kentte öldüğü tahmin edilmektedir. 

    Hippodamos, başka insanlardan farklı olma tutkusu, onun çeşitli bakımlardan garip bir yaşam sürmesine yol açmıştır. Çağdaşları, Hippodamos’un uzun saçları ve pahalı takılarıyla, fakat aynı zamanda ucuz ama sıcak tutan, yaz-kış giyilen elbiseleriyle tuhaflıklarını fazla ileri götürdüğünü düşünmüşlerdir. Bundan başka, doğa bilimi uzmanı sayılmaktan hoşlanırdı. Aristoteles, Hippodamos’un şehir planını bulan ilginç bir kişi olduğunu söylemektedir. Bunula beraber Hippodamos için pek dostane bir betimleme yapmamıştır. Onu sadece dış görünüşüne aşırı özen gösteren bir züppe olarak göstermiştir. 

    2. Fikirleri 

    Aristoteles’e göre edimsel olarak bir anayasa düzeni kurmaya çalışanlar bir yana bırakılırsa, en iyi devlet üstüne ilk konuşan kişi Hippodamos’tur. Şehirleri semtlere ayırmayı o bulmuş ve Peiraieus(Pire) sokak planını yapmıştır. 

Hippodamos, on bin nüfuslu bir şehir tasarlamıştı; halkı üçe bölüyordu: Usta işçiler (zanaatçılar), tarımcılar, silah taşıyıp ülkeyi savunacak kişiler. Toprak da üç bölüme ayrılacaktı: Biri kutsal, biri kurumsal, biri özel; tanrılara tapmanın giderleri kutsal toprakların ürünüyle karşılanacak, savunucular ortak, tarımcılar özel topraklardan beslenecekti. Yasaların da her biri bir dava türüne karşılık olmak üzere yalnız üç çeşidi bulunduğu görüşündeydi kişiye zarar verme, mülkiyete zarar verme ve adam öldürme. Ayrıca, tek ve somut bir Yargıtay kurulmasını istiyordu; kötü karara bağlanmış görünen bütün davalar bu üst mahkemeye gönderilecekti. Yargıtay’ın üyeleri, seçkin yaşlılar olacaktı. Mahkemelerde, yalnızca lehte ya da aleyhte oy taşları kullanarak hüküm verilmemeli, her üyenin bir tableti olmalıydı: (Vardığı yargı) doğrudan doğruya mahkûmiyet kararı ise cezanın ya da ödetmenin tutarını bunun üstüne yazmalı beraat ise boş bırakılmalıydı ne biri ne öteki ise o zaman bu kanısını tablette belirtmeliydi. Hippodamos şimdiki düzenin, yargıçları ya şu ya da bu yönde karar vermeye zorlamakla, vicdanî kanılarına göre oy kullanma konusunda içtikleri andı çiğnemelerine yol açabileceği için kötü bir düzen olduğunu düşünüyordu. Bundan sonraki önerilerinin birincisi, ülkeleri için yararlı buluşlar yapanlara şeref ve ödüller verilmesi ikincisi de savaşta ölenlerin çocuklarına devlet kesesinden bakılmasıydı. Sonra, bütün hükümet görevlileri halkça seçilmeli, seçmenler az önce anılan her üç bölümden oluşmalıydı. Seçilen görevlilerin ödevi, kamu işlerine bakılmasını, yabancıların ve yetimlerin çıkarlarının kullanmasını kapsayacaktı. Aristoteles, Hippodamos’un yurttaşların üçe bölünmesi, mahkemelerde verilen kararlara ilişkin önerileri ve yeni buluşlara ödül verilmesi düşüncesini eserinde şiddetle eleştirmektedir. 

    3. Çalışmaları 

    Hippodamos’un, şehir planlamacısı kimliğiyle ön plana çıkmıştır. Bu konudaki en önemli çalışması, Hippodamos Şehir Planı veya Izgara Planı olarak adlandırılan şehir düzenleme planıdır. 

    Miletoslu Hippodamos’un ortaya attığı ve ilk olarak Miletos ve Piraeus kentlerinde uygulanan kent planının ana temasını “isonomia” ilkesi oluşturmaktadır. Hippodamos tarzındaki kent planı Yunanistan’da, İtalya’da ve Küçük Asya’da Klasik dönem boyunca kullanılmış, Helenistik ve Roma dönemlerinde de uygulanmaya devam etmiştir. Hippodamos plan tarzının kökeni Güney İtalya ve Sicilya’da M.Ö. 8-7. yüzyılda kurulan ızgara planlı Yunan kolonilerine dayanmaktadır. Ancak ızgara planın dünya mimarlık tarihindeki yerine bakıldığında kökenin çok daha erkene gittiği görülmektedir. İlk örneklerini çoğunlukla Anadolu dışında gördüğümüz ızgara planlı kentler, toplumun belli bir gelişme göstermesinden sonra ortaya çıkmıştır. Mısır’daki Giza gibi ilk işçi köylerinde uygulamalarını gördüğümüz ızgara plan kolay ve çabuk kurulabilen yerleşimlerin incelenmesi çalışma kapsamına dahil edilmiştir. 

    Grekler ise M.Ö. 7. yüzyılda kolonizasyon hareketleri ile ızgara planı uygulamaya başlamışlardır. Izgara planın tam olarak uygulanması ünlü şehir plancısı Hippodamos ile olmuştur. Hippodamos ızgara planı yeniden keşfetmemiştir, sadece ızgara planı sosyal bir teoriyle birleştirmiş ve bunu kentlere ustaca uygulamıştır. Gerek düz araziye gerekse yamaçta bulunan şehirlere ustaca uygulaması özellikle yamaca uygulanan bir örnek olan Priene kentindeki başarısı Hippodamos’un ününe ün katmış ve aranan bir kent plancısı olmuştur, 

    Bronz çağından itibaren, Doğu Akdeniz’deki krallıklarda ve onları takip eden Batı Akdeniz’deki Yunan kolonilerinde ızgara plan uygulanmıştır. M.Ö. 5. Yüzyılın başında Hippodamos kent planı anlayışına yeni bir boyut getirmiştir, sadece fiziki planı değil sosyal yaşamı, dinsel inançları da bu plana dahil etmiştir. Kent planlarında, eşitlik ilkesi gözetilmiş ev parselleri ve bu parsellerin üzerine inşa edilen evlerin aynı ölçülerde olmasına dikkat edilmiştir. Kentlerdeki evler en küçük birimlerine kadar birbirleriyle aynı plana sahiptir. Planın bir parçasıdır ve kendilerine ayrılan parseller üzerine inşa edilmişlerdir. Kamusal ve dini yapıların önemleri ne olursa olsun mevcut planı kesinlikle bozmamışlardır. Kentin yönetici sınıfına ait yapılarda plana dahil edilmiş ancak diğer sivil yapılardan farklı bir plan kullanılmadan yapılmışlardır. Bundan dolayı yönetici sınıfına ait yapıları diğer sivil yapılardan ayırmak mümkün değildir. Bu kent planı sadece Yunanistan ile sınırlı kalmamış, Batı Anadolu’da ve diğer Yunan kolonilerinde de uygulanmıştır. Klazomenai’daki yerleşimde, M.Ö. 5. yüzyıldaki bu yeni kent planı akımına uymuştur, yerleşimdeki sokaklar, evler Hippadomik plana sadık kalınarak inşa edilmiştir. Tasarlanarak kurulan bir şehirde ızgara plandan başka da plan tipleri uygulanabilirdi, fakat Yunan kentlerinde bu plan paralel ve dik açılı sokaklardan oluşan ızgara seklinde idi. Izgara planı Aristoteles, M.Ö. 4. yüzyılda “Hippodamos’un yaptığı gibi yeni tarz” olarak tanımlamıştır. Bu söz 4.yüzyıldan sonra ızgara plana uymayan şehirlerin “eski tarz” olarak kabul edildiği izlenimini uyandırmaktadır. 

    Hippodamos, kent planlaması yaparken kentçiliğin gerçek rolünü daha rasyonel bir toplumsal düzeni tasarlamak ve uygulamak olarak anlayan bir anlayışında öncüsü olmuştur. Hippodamos, bütün ütopistler gibi yeni kent isterken yeni bir toplum, hiyerarşi, iş bölümü de istemektedir. Evrende gözlenen uyum, yalnızca kentin taşlarında değil toplumda da olmalıdır. Bu açıdan kentçiliğe felsefi düşünce yönüyle de yaklaştığını söylemek mümkündür. 

    Hippodamos, Periraieus ve Miletos dışında Atina Limanı’nın Tarentum körfezi yakınlarında Atinalıların kurmuş olduları Thurii Kolonisi’nin planlarını da yapmıştır. Burası birdenbire gelişmiş ve bu bölgenin varlıklı kentlerinden birisi olmuştur. Hippodamos, şehir planlamasını yaptığı bu kentte hayatını kaybedecektir. 

    Hippodamos’un kent planlaması ve yönetimi konusunda bir kitap yazdığı da bilinmektedir. Ne var ki bu yapıt günümüze ulaşamamıştır, elimizde yoktur. Onun yazdığı eserdeki bilgilerin bir kısmına ancak Aristoteles’in “Politika” adlı eserinden ulaşabilmekteyiz. 



KAYNAKÇA 

KİTAP: 
Aristoteles (1975); Politika, Çev, Mete Tuncay, Remzi Kitabevi, İstanbul. 

Tekeli, Sevim, Kâhya, Esin, Dosay, Melek vd. (2002); Bilim Tarihine Giriş, Nobel Yayınları, Ankara. 

MAKALE: 
Mazı, Fikret (2008); “Antik Çağda Düşüncenin Kentsel Mekâna Yansıması”, Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 5, Sayı 10, s. 34-48, Hatay. 

Özbay, Fikret (2015); “Hippodamos Tarzındaki Kent Planı ve Klazomeai MÖ. 4. Yüzyıl Yerleşiminin Bu Kent Planı İçindeki Yeri Hakkındaki Düşünceler” Seleucia ad Calycadnum, Sayı 5, s. 101-121, İstanbul. 

TEZ: 
Gönül, Hale (2008); Batı Anadolu’daki Antik Yunan Konutu Araştırmalarında Başlıca Konu ve Sorunlar, İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul. 

Yılmaz, Nisa (2006); Izgara Tasarlı Kent Gelişimi ve Anadolu Örnekleri, Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Arkeoloji Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder